Aralık ayından düne kadar nefes almadan çalıştık... Yorulduk... hemde fazlasıyla... Zemin karoları, yapıştırıcıları, almanya'dan getirtilen halı, yetmeyen taşlar ve bir kez daha getirtilen transferinde sorun olan karolar, bannerlar, yetmeyen davetiyeler, davetli listelerine son dakika eklenen isimler, yeniden basılan etiketler bla bla bla...
Aksilikler geldimi üstüste gelir derlerdi inanmazdım. Bizzat yaşadım öğrendim... Aksiliklere ilaveten Sanât-çı kaprisi yapan, Sadrazam torunu olan ve görev beğenmeyenler de cabasi tabii.
Haa birde "Vestiyer" yazısı çıktı son dakika. Gerçi sonradan gülme krizine döndü o da ayrı bir durum. Davetliler geliyor ama vestiyer yazısı yok :) Dilruba bana tarif ediyor ben kağıtlara soldan sağa yatay, yukarıdan aşağıya dikey her türlü yazılarla yazıp showrooma gönderiyorum (ofisim başka bir showroomda çünkü) yok bu olmadı, yok boyle diil derken en nihayetinde onuda tamamladık...
Tabii Showroom mobilyası, araçların düzeni için Aykut'un emeği çok çok büyük ama bizimde ellerimize sağlık kuzum...
Bu güzel akşamdan kareler