Tatlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tatlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Ağustos 2018 Perşembe

Gittim, Gördüm - Sofya (Sofia)





Kimileri Doğu’ya gider kimileri Batı'ya…

Hayalleri gerçekleştirmek bizim elimizde ama doğru zamanı beklemek önemli.. Tüm kış annemin Doğu Expresi’nde gördüğü kareleri anlatması ile geçti. Hazır çalışmıyorken gidelim dedim ama bu seferde bilet yok.. Resmen karaborsa..

Tren yolculuğu yapmak istiyor ama yataklı vagonda.. Değişik bir annem var evet.. “Boşver doğuyu ben seni başka yere götüreyim” dedim.. Tren ile başka nereye gidebiliriz onu düşünüyor.. 

Vize randevusunu aldım, evrakları hazırladım, başvuru formuna imzasını alırken ne bu dedi tabii, 29 Ekim’deki tatili değerlendiririz vize alalım hazır olsun dedim.. Pasaportunu da aldım götürdüm vize merkezine verdim. Kız 4-5 gün sonra gelin dedi.. Kontrol ediyorum başvuru durumunu pasaport hazır bilgisi çıkınca ekranda gittim aldım.. 6 ay 12 günlük çoklu giriş vermiş yunan konsolosu :) Kadın emekli, sırtını devlete dayamış, tapuları da var.. Uzun süreli vize almaması için bir sebep yok..

Eve geldiğimde “Hadi haftaya Edirne’ye gidelim ciğer yeriz kurabiye alır döneriz” diye babam dünden razı, Seda’ya da söyleriz kızımı da alırız gideriz planında Sevim’ciğim..

Sofya'ya gitmiyor muydun Edirne nerden çıktı demeyin.. Anlatıyorum.. :)

Öğlene doğru yola çıktık pasaportlar benim çantamda.. Babamla Seda biliyor.. Edirne’de dolaştık biraz sonra Karaağaç köyüne geçtik. Babam Karaağaç köyünü çok seviyor “Keşke buradan ev alsak” bile dedi. O derece seviyor.. :)



Anneme de yolda anlattım. Babamlar bekleyecek bir sınırdan giriş çıkış yapacağız ki vizende Yunan damgası olsun dedim. Yürüyerek ülke sınırı geçecek pek bi heyecanlandı..

Pazarkule sınır kapısı girişine arabamızı park ediyoruz.. Yurtdışı çıkış pullarımızı alıyor ve yürüyerek yunan tarafına geçiyoruz..

Kastanies en minik köylerinden biri.. Nüfus herhalde 200 kişi filan ve genelde yaşlılar var. Yürüyerek köy meydanına geliyoruz hemen meydanda bulunan cafede frappelerimizi yudumlayıp biraz daha dolaşıp geri dönüyoruz. Bir saat kalmadan geri döneceğiz zaten geliş amacımız vizeyi Yunanistan’dan aldıysak ilk Yunanistan’a giriş çıkış yapmak (**).. 

Free shoptan kurabiye ve çikolata alıp Türkiye sınırına geliyoruz işlemlerimizi tamamlayıp arabaya atlayıp babamların yanına gidiyoruz..


** Vize uygulamalarında şöyle bir durum var. Vizeyi hangi ülkeden aldıysanız o ülkeden giriş yapmanız öneriliyor. Programınız değişmiş başka bir ülkeye seyahat etme durumunuz olmuş olabilir tavsiyem vize süreniz bitmeden vizeyi aldığınız ülkeye giriş çıkış yapmanız.. Vizeyi aldığınız ülke daha sonraki vize başvurularınızda “red” verebiliyor. “Daha önce benden vize almışsın ama ülkeme değil başka ülkeye giriş yapmışsın git şimdi vizeni oradan al” cevabını almak istemiyorsanız sicilinizi bozmayın derim. Tabii yine de tercih sizin..

Alışverişlerimizi yapıp akşam eve dönüyoruz. Araba kullanmayı seviyorum yol beni yormuyor. Eve gelince “Haftaya Cuma akşam ben iş çıkışı Küçükçekmece’ye gelirim sende bavulu alır evden çıkar oraya gelirsin” dedim. Annem anlamadı.. “Salı günü gidip tren biletlerimizi alacağım Tren ile Sofya’ya gidiyoruz” dedim. Çığlık kıyamet… :)

Bilet konusunu çok araştırdım. En garanti çözüm Sirkeci Gar. Halkalı Gar’dan da bilet satışı var ama gişe daha erken kapanıyor. Sirkeci 21:00’e kadar açık. (Yine de gitmeden arayın)

** Uluslararası tren biletleri web sitesi üzerinden satılmıyor maalesef..

Web Sitesi         : www.tcdd.gov.tr
Çağrı Merkezi    : 444 82 33

İş çıkışı Marmaray ile Avrupa yakasına geçiyorum. Direkt Sirkeci Gar içerisine çıkan kapı var. Gar girişinde sol tarafta ki gişeden uluslararası tren biletleri satılıyor. Tarihleri söyleyip ödemeyi yapıyor biletlerimizi alıyorum. (İki kişi gidiş dönüş yataklı vagon 750-TL. gibi bir rakam ödedim.)

Halkalı tren istasyonu halen inşaat aşamasında. Bölüm bölüm tamamlanmış. Araba ile gitmek çok akıllıca değil. Çevrede otopark yok. Araç park edenler vardı ama sanırım onlarda personeldi. Taksi ise en kolay çözüm.. Bu arada Sirkeci Gar’dan kalkan bir servis var. Biz eve daha yakın olduğu için direkt istasyona gitmeyi tercih ettik.

Biletlerimizi kontrol ettiler vagonumuza bindik. Kompartımanımız da iki yatak, mini bir masa olan dolap, içinde mini buzdolabımız, tertemiz poşetlerinde çarşaf ve yastık kılıfları var. Isı ve klima kontrolü sizin elinizde. Küçük prizler var sarj için ama sadece yataklı vagonda bulunuyor. Ben evden su ısıtmak için mini makine getirmiştim. Çayımız kahvemiz zaten var.. Yolculuk için hazırız..

Cuma akşam tam saatinde hareket ediyor trenimiz. Tıngır mıngır gidiyoruz.. Annem çok mutlu. Zaten bu her şeye bedel.

Çorlu’da yaşanan tren kazasından önce seyahat etmiştik biz L hayatımız pamuk ipliğindeymiş meğer.. Çünkü o güzergâh tek ve tüm trenler o raylardan geçiyor. Biz giderken de çok yoğun olmasa da yağmur yağmıştı L Yiyecek ekmeğimiz varmış daha dünyada diyoruz..

Allah hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine sabırlar versin..

Kaldığım yerden devam ediyorum.. Uyku moduna geçmiştik. Edirne’ye sınır kapısına geldiğimizde görevli polis ekibi tren gelince geliyor. Biraz onları bekliyoruz. Sonra sıra ile tüm yolcuların çıkış işlemleri yapılıyor. Ben yurtdışı çıkış harçlarını bankaya yatırmıştım. Dekontları gösteriyoruz gecenin o saati pul için koşturmak istemiyorsanız önceden bu işlemi yapabilirsiniz.

İşlemi biten trene kompartımanına geri dönüyor. Bense fotoğraf derdindeyim :)

Bu arada pasaportumda tüm yurtdışı çıkış damgaları tamamlandı. Uçak, Araba, Gemi ve Tren… Annem’in ise uçak ve gemi damgası kalmış onu söylüyor hemen.

Edirne’de daha uzun bekliyoruz çünkü TCDD’ye ait lokomotif ayrılıyor, Bulgaristan demir yollarının lokomotifi trene bağlanıyor. Bu işlem biraz uzun sürdüğü için zorunlu bir bekleme oluyor. Lokomotifler değişiyor biz hareket ederek Türkiye sınırını terk ediyoruz yavaş yavaş.. 

Bulgaristan sınırını geçtikten sonra yeniden pasaport kontrolü var bu sefer Bulgar polisi. Son derece itici ve kabalar. Zaten oldum olası Bulgarları sevmem. Trenden indirmiyorlar pasaportları toplayıp gidiyorlar yaklaşık yarım saat sonra geri getirip teslim ediyorlar..

Kontroller sonrasında tren yoluna devam ediyor.. Sabah Sofya’da gözümüzü açacağız..

Annemin uyandırması ile camdan manzarayı izliyorum.. Burası böyleyse Doğu Expresi’ni, Van Gölü Expresi’ni düşünemiyorum..

Tez vakitte planlama yapmalıyım diyorum..

Manzaraya karşı kahvelerimizi yudumlayıp kahvaltımızı yaptık. Tren perona yavaş yavaş yanaştı. Mini bavulumuzu alıp almama konusunda kararsız oldu annem en son alalım dedi. Görevliler bırakabilirsiniz isterseniz nasılsa akşam bizimle döneceksiniz dediler ama biz yanımızda kalsın dedi.

Tren garı ve şehir merkezi çok uzak sayılmaz “Yürüyerek mi gidelim taksiye mi binelim?” dedim. “Yürüyelim hem etrafı görmüş oluruz” dedi.

En fazla yarım saatte şehir merkezine gittik zaten. Hep söylerim şehri keşfetmenin en güzel yanı kaybolarak dolaşmak..

Bağdat Caddesi, İstiklal Caddesi gibi büyük birçok cafenin olduğu Vitosha Caddesi var. Ben gitmeden önce mekânları araştırmış 3-4 tanesini seçmiştim.
Şehri 6 saatte dolaşıp bitirebilirsiniz. Araba ile gelirseniz yakın şehirleri de listenize ekleyebilirsiniz. Cafeler de kredi kartı geçiyor fakat yine de yanınızda Bulgar parası Leva bulundurmak isterseniz gar içerisinde döviz bürosu var. Ben az bir miktar bozdurmuştum.

Tren yolculuğu için söyleyeceğim tek şey Mutlaka yapın.. Ben diğer alternatif güzergahları araştırmaya başladım bile..

Sofya’da,

Görün,

Alexander Nevski Katedrali
Vitosha Caddesi
Saint Nikolas Rus Kilisesi
Başkanlık Sarayı
Parlamento Binası
Aziz George Rotondası
Arkeoloji Müzesi
Ivan Vazov National Theatre
St. Nedelya Kilisesi
Banyabaşı Camii

Yiyin,

Made in Blue
Gelateria Naturale
Franco’s Pizza
Villa Rosiche (enfes tatlıları var içerisinde gül parçaları olan çikolatalı kek yedik)

** Börekleri ve hamur işleri satan pek çok dükkan bulabilirsiniz.
** Gülsuyu, gül ve lavantalı kozmetik ürünleri de oldukça ünlü alış-veriş listenize ekleyin derim.







 Anneler mutlu olmalı..


Alexander Nevski Katedrali 

Aziz George Rotondası 

Saint Nikolas Rus Kilisesi 


 St. Nedelya Kilisesi



Made in Blue 

Villa Rosiche


 Yooo yooo tabelayı sökerken yakalanmadım.. :)



26 Ocak 2015 Pazartesi

Gittim, Gördüm - Selanik / Thessaloniki - Kavala

Çok gezmedim hayıırrr...

Bu Kasım 2014 için planlanmış bir geziydi. Anneciğim çok istiyordu Atatürk'ün evini görmeyi onun için gidelim demiştik. ETS Tur ile kısa Yunanistan turu bizim için ideal dedim. (Daha önce aynı tur ile gittim biliyorum.)

Bir gece Selanik'te konaklama ertesi gün dönüş. Her şeyimiz hazır pasaportlar, vizeler hazır ama tura yeterli katılım yok :( bir kez erteledik bir kez de iptal ettik.

Kısmet 2015'eymiş dedik.

2012 yılında gittiğim tur rehberi (tur bitiminde arkadaşım oldu o ayrı) ile tekrar aynı turdayım. Cuma gecesi yola çıktık. Yenibosna Kültür Üniversitesi Otoparkı'ndan Otobüs bizi aldı. Rahat koltuklar, kişisel mini monitör, ikramlar vs. rahat bir yolculuk ile 01:30-02:00 gibi sınır kapısındayız. Pasaport kontrolleri sonrasında ise Yunanistan sınır kapısında.

İlk defa parmak izi verip ülke dışına çıkacaksanız mutlaka sizden giriş yapacağınız ülke parmak izi alıyor. Otobüsün yarısı aşağıya inmiş :)

Ben daha önce geçiş yaptığım için parmak izi almıyor benden. Anneme yardım edip onayları pasaportuna basıyor yunan polisi. Tüm işlemleri tamamlayıp yola devam ediyoruz. 4-5 saatlik yol var daha. 3 saat kadar uyuyup yağmurun şiddeti ile uyandım hostes koltuğuna geçip şoför ile muhabbet ettik çok komik çocuk. "Bizdensin beyaaaa" dedi. Trakyalı insanlar samimidir...  :)

Selanik'e 120 km kala mola veriyoruz. Annem çay bende filtre kahve içiyoruz. Tekrar yoldayız.. Rehberimiz Sahir, bilgileri aktarıyor. Kısa şehir turundan sonra serbest zaman verip öğleden sonra otele geçiyoruz.

Serbest zamanda caddeleri gezdik. Akşam yemeği için rezervasyonumuzu yaptırdık. Dinlenmek için Plaisir'e oturduk. Pastane de her şey mükemmel. Hizmet, kahve, pastalar, kekler, kurabiyeler... Kahve sevmeyen annem bile bayıldı kahvelerine! O derece!

Frappe meşhurdur ama ben filtre kahveyi tercih ettim :) Hemen her cafede bulunur. Daha once geldiğimde içmiştim süt kullanmadığım için şeker koyuyorum ama tadını değiştiriyor. Damak zevkinize uyarsa afiyetler olsun :)

Buluşma yerine sahilden yürüyerek gidiyoruz. Cafeler tıklım tıklım... Annem "ne güzel bak her yer kalabalık cumartesi bu saatte" diyor. "Sen birde akşam gör buraları" diyorum.

Otele dönüp 2saat dinleniyoruz. Sevim'ciğim yürümeyi sever ama o kadar saat yolda koltukta otur birde 2-3 saat yürü.. Kadın yoruldu..

Akşam yemeği için hem Murat abimin hem de yunan müşterimin önerdiği restaurantta yemekteyiz. Rezervasyonumuzu daha önce yaptırmıştık. Deniz mahsulleri yiyeceğiz elbette. Mutfakları çok ama çok başarılı.

Baby kalamar, kabak cips, narlı cevizli portakallı salata, çeşit çeşit meze, balıklar... Şaraplarımız.. çatlamaya ramak kala var ya heeehhh! işte ondan!

Bir rest.daha önerdi Murat abim. Tsimiki caddesi sonunda Astoria otele sırtınızı verin. 30 mt ileride sağda küçük bir rest. var. Yemek için orayı da tercih edebilirsiniz. Fiyat biraz daha uygun olur. İsmi "Oyzepi To Nuoi"

Kısaca sıralayalım o zaman bir önceki yazı gibi..

Selanik'te,

Görün,

  • Selanik Tepesi,
  • Beyaz Kule,
  • Döner Kule (TV Kulesi)
  • Aristoteles Üniversitesi,
  • Alaca İmaret Camii (İshak Paşa Camii)
  • Yedikule Hisarı,
  • Aziz Dimitrios Kilisesi
  • Yeni Camii
  • Atatürk'ün Doğduğu Ev
  • Aristoteles Meydanı,
  • Rotonda

Yiyin,

  • Plaisir'de pasta/kek/kurbiye/tatlı ve kahve
  • Tepkevhne'de paskalya çörekleri, pasta  (çikolatalı paskalya çöreklerine vuruldum..!)
  • 7 Thalasses'te deniz mahsulleri, kabak cips, deniz mahsullü pilav (şehrin en iyi restaurantı ve biraz pahalıdır. Öncesinde gidip bakın derim.)
  • Sinatra'da şarap, atıştırmalık (gece ilerleyen saatlerde biraz daha müzik sesi yükseliyor)

Adresler;

Plaisir
Aristotelous Square 9 Mitropoleos, Thessaloniki 54624
Tel: + 30 231 027 7444

Tepkevhne
Aristotelous Square Mitropoleos, Thessaloniki 54624
Tel: +30 231 027 1148

7 Thalasses
10 Kalapothaki Street, Thessaloniki 54624
Tel: +30 231 023 3173

Sinatra
Mitropoleos 20 & Komninon, Thessaloniki 54624,
Tel: +30 6936895243

Sabah dönüş yoluna geçiyoruz. İstikamet Kavala... Benim sevdiğim 2.şehir.
Mehmet Ali Paşa konağı  ve heykeli var, ayrıca imareti de.. İmaret şimdilerde otel olarak işletiliyor. Mehmet Ali Paşa'nın annesinin mezarı Kavala'da kendi mezarı ise Mısır'da. Konağın kapısında da Mısır bayrağı var. Osmanlı'ya hala karşılar..

Kavala'da öğlen yemeği molamız da var ama Sevim'ciğim "balık yemek istemiyorum tokum gezelim" dedi. Kayalıkların oraya merdivenlerden indik, ufaklıklara bileklikler, arkadaşlarına magnetler aldı. "Dönerken kurabiye alalım bak, gün yapıyoruz ya orda ikram ederim" buyurdu. Alacağız mecbur..!

Yemek yiyenler sahilde ki yan yana olan balık restaurantlarında yemek yediler. Biz yemek yemediğimiz için bir şey yazamayacağım ama tavsiyem mutlaka menüyü ve hesabınızı kontrol edin. yanlışlıklar olabiliyor.

Sırasıyla, İskeçe,Gumülcine ve Dedeağaç ziyaretleri ile (şehrin içinden geçiyoruz) sınır kapısına geliyoruz. Pasaportları verip yunan polisi onayı ile freeshopa geçiyoruz. Babam ouzo istedi. Arkadaşı getirmiş ama o marka güzel değil. En iyi ouzo Barbayanni'dir. Yeşil ve Mavi renkte. Yeşilin alkol oranı daha az Mavi'nin daha fazladır. Seçim yapacaksanız bu markayı alın derim.

Türk sınır kapısına gelince aracı x-ray cihazına alacaklarını söyleyip hepimizi özel eşyaları alarak araçtan indiriyorlar. 1 saat kayıp ile İstanbul'a dönüyoruz.

Kısa ama tatlı yorgunlukla biten Selanik turu annemi çok çok mutlu etti.

"Vizen bitmeden bir de Paris yapalım Sevim'ciğim diyorum", "yok artık daha neler" diyor :)

Kalimera

Beyaz Kule

Aristoteles Meydanı
(Gece daha güzel)

Biz Plaisir'deyken mutluyduk..

Tatlılar şahane...

7 Thalasses
(Tartışmasız şehrin en iyi Restaurantı)

Tepkevhne
(Cam da fonda annem de var :) )

Kavala kayalıklar
(iniş iyi de çıkış bitiriyor)

Bu kapıda kendimi buldum biraz. 
Duvarların sıvaları dökülmüş ama hala ayakta. Temeli sağlam belli ki!
İki asma kilit var kapıda. İkisi de kilitlenmiş.
Geçmişi kapatmışlar.. Bir daha açılmayacak..




18 Mart 2010 Perşembe

O kadar yedim sadece bir kilo aldım :)

Çok ara verdim farkındayım. Daha rüya gibi geçen NYC notları var ekleyeceğim ama bugün tatlı ile başladım öyle devam etsin istedim.

Yemek konusunda çok seçiciyimdir..

Hiç mi hiç aç kalmadım. Hiç yemediğim kadar tatlı yedim. Bir ara alerji olacağım sandım azıcık kaşınmaya başlayınca.. Özellikle meksika yemeklerine Ba-yıl-dım...! (çok seda vari oldu ki bu konuda şuan dua ediyorum ayrıntıları sonra olumlu olursa yazar kendisi..)

Özellikle tatlılar.

Ömrü hayatımda yediğim en güzel waffle..

çikolata sos dökülmüş hali :))
Max Brenner : 37 West 17th street, Suite 5-ENew York, NY 10011 (Union Square'de)

Çok zor şeçim yapabildim..

çok nefisti çoookkk
Champignon Cafe : 200 7 AveNew York, NY 10011-1865

Yolda yürürken yedim :)

Valentine Day's için hazırlananlar...
veeee 11günde 3 defa gittiğim tek yer :)
Magnolia Bakery 1240 Sixth Avenue, at 49th Street - NY
Gönül isterdi ki Sex & City'nin Carrie'si ile karşılaşayım ama :( kısmet değilmiş..

Çikolata

Bayılırııımmm...

Sevmeyen var mı bilemiyorum.. Tropik kakao ağacının çekirdek denen o tohumlarından yapılan bu maddeye bayılıyorum.. En büyük keyif ise sade filtre kahve eşliğinde damağıma parça parça yapıştırıp hımmlaya hımmlaya yemek..

Çekmecem de, sabah gelen ve gördüğümde yüzümde koskocaman bir gülümseme oluşturan Nestle Swiss'in tam 400gr.'lık gülle gibi paketi duruyor :)

Kalori hesabı yapamıyorum bu durumda tabii ki..





Dayanamıyorum biri beni durdurrsuuuuuunnnnn...

19 Ocak 2010 Salı

Pelit'in ki gibi olmasada..

Çilek severim.. Hemde çok..

Mevsimi değil bu aralar hepsi hormonlu tabii ama tadı gayet güzeldi..

Yaza kısmet olursa bahçemizde organik çileklerimi yetiştireceğim :)

Tatli yaptım..

Sonuç mu¿



Fazla milföy pişirince ve muhallebide çok olunca atmadım. Bir parti daha hazırlayıp ofise getirdim.
Can kesinlikle bunlardan yapmamı ve kendisinin satacağını söylüyor..
Nevra ise bu fotoğrafı mailleyip nasıl diye sorduğumda ki mail trafiği şöyle;
-Bunun aynısını yaptığını söyleme
-Bu zaten benim yaptığım
-Sen çok yanlış bir işte çalışıyorsun çoookkk
cevabını aldım :)
Batıracak param olsa pastanemin anahtarı cebimde olur..

19 Mart 2009 Perşembe

Dün Akşam Saat 22:00'de

2,5saat servisin içinde koltukta sabit oturmak işkence.. Uyusan boynun tutuluyor, otursan belinin ağrısından kıvranıyorsun...Bir de üzerine Batı Ataşehir'e girişte yapılan yol çalışması sebebiyle eve 20:00'de gitmek tuz biber olur...

Evi süpürüp sildim. Sonra kendimi mutfağa attım. Bugün ve Yarın için yemek hazırladım. Sonra çantamda ki kurabiye tarifi aklima geldi :)

Çikolata damlalı kakaolu kurabiye :)
(kakao olmasada olur hatta seda sever tarçınlıda güzel olur :p)
çok kolay. hazırlaması 15-20 dk. pişmesi 10 dk.

Yemesi 2 dk. :) (Burak için)
İçinde vanilyada olduğu için pişerken ev mis gibi koktu. Soğuması için telin üzerin aldığımda daha yumuşacıktı hepsi. Burak hemen geldi tabiii. Bir tane almak istedi "yumuşak buuuu" deyince "bekleyelim biraz soğusun o zaman daha güzel oluyor" dedim.. Birazcık soğuyunca tabaklarımıza alıp (TV karşısında yatar gibi oturduğu için) göbeğinin üzerine koydum tabağını. İşaret ediyor yedir diye gözleriyle. Hııımmmlaya hımmmlaya yedik kurabiyelerimizi...














Kahve - Kurabiye ikilisi sevilmezmi...¿


















7 Gece 8 Gün İtalya.. Araba ile Roma’dan Milano’ya… / I.Bölüm

  Zamanında yazmadığım için şimdi tüm seyahatleri arkası arkaya yazacağım.. * Oldukça uzun bir yazı bölümlere ayırdım  7 Gece 8 Gün İtalya.....